9 Nisan 2011 Cumartesi

Masum Değiliz

''Öldürmenin bir çok biçimi vardır. Birini karnından bıçaklayabilirsiniz; birinin
ekmeğini elinden alırsınız; birinin hastalığını tedavi etmezsiniz; birini kötü bir evde
yaşatırsınız; birini öldüresiye çalıştırırsınız; birini intihara sürüklersiniz; birini
savaşa gönderirsiniz, vs…  Bunların pek azı devletimiz tarafından yasaklanmıştır.''

                                                                                                  Bertolt Brecht

7 Nisan 2011 Perşembe

Sülücan

Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısı(: İpsala' da yaklaşık beş aydır görev yapıyorum. Gün geçmiyor yeni bir şey daha öğreniyorum burada. Buyurun siz de Trakya'nın güzel ağzıyla tanışın, sülücanlarla tanışın.
Geçenlerde tesadüfen bir öğrencimin yazdığı fablı okudum ve orada tanıştım sülücanlarla sonra başka bir öğrencimin de solucanı bu şekilde telaffuz ettiğini duydum, sonra bir başkasının daha derken bir başkasının daha..
Trakyanın neşeli insanı konuşmasına bile yansıtmış neşesini(: Şarkılarında ki gibi konuşuyor konuştukları gibi şarkı söylüyorlar bu pür neşe insanlar, kendinizi o ritme kaptırmamanız imkansız.
İşte beni kırıp geçiren sülücanın hikayesi.
Not: Noktalama ve yazımda orjinal metne sadık kalınmıştır (:


HyVanlaR
tovuk sülücanı Yemeye kalıkmış sonRa 
sülücan Barmsı sonRa tovuk sülücandanı ösüR dilemisi 
sülücan do onu Avı etmisi 
tovun kümesine tilikiki giRmişi Sonro tovuk Barımısı imtatı diye
 sonRato sülücan yerin Alıdından kalıkmısı ARkadaşarını doplamısı tilikiyi oRdan komusları 
sonRa tovuk sülücanA teşeküRü etmisi.

5 Nisan 2011 Salı

Ah Çocuk, Güzel Çocuk

'Çocuk sevimsizdir.'
'Otobüs yolculuklarında yanına çocuklu birinin denk gelmesi felakettir.'
'Çocuk oynar, gürültüdür.'
'Çocuk ağlar,sümüklüdür.'
'Çocuk koşuşturmadır, sorumluluktur, baş belasıdır.'

Çocuk kimdir, bu mudur çocuk?

Evet yakın bir geçmişe kadar çocuk bunları ifade ediyordu benim için ta ki onların muhteşem dünyasının kapılarını aralayana kadar. Nasılda koşulsuz aldılar beni içlerine çünkü çocuk şefkattir.

Lisansta bir hocam 'Eğer çocukları sevmiyorsanız yalvarıyorum bırakın bu bölümü okumayın' demişti haklıydı çünkü çocuk sevgidir.

Çocuk ufacık bir eldir, kızarmış pembiş yanaktır, merakla cevabını arayan sorudur, çocuk dosttur. Gözlerinden görebiliyorum içini çünkü çocuk şeffaftır, masumdur, masumiyettir.

Ben uyurken de böyle sıcak mıydı sabahlar, sevinçli bir 'Günaydın öğretmenim' sesi beni uyandırana kadar. Çocuk şendir, neşedir.

Çocuk, öyle huzurluyum ki sen yakınımdayken hep koşuştur etrafımda, çiçekler topla bana küçücük ellerinle, pembiş yanaklarından bir öpücükle mutlu et beni.
Bir renk ol sonra, mesela mavi ya da pembe boya beni güzelliklerinle.

Ah çocuk, güzel çocuk...

4 Nisan 2011 Pazartesi

Aferin Bana

Tam, bir blogum  oldu artık yazar,çizer geriye yaşanmışlıklardan bir iz bırakırım diyordum ki bir gün 'bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir' yazısıyla karşı karşıya kaldım. Hevesim kırıldı yazmak için ama en çok keyifle takip ettiğim bloglar için üzüldüm, ne keyif alıyordum birilerinin hayatlarından kendi cümleleriyle haberdar oldukça.
Bu hüzünle epey zaman geçtikten sonra arkadaşlarımın 'dns ayarlarını değiştir' söylemlerine kulak verdim ancak ben youtube un kapalı olduğu zamanlarda bile ktunnel den girmeyi göze alıp yine de dns ayarlarımı değiştirmemiştim. Nedendir bilmem çok karmaşık ve çözümlenemezmiş gibi gelirdi bu işlem bana ve gereksiz bir üşengeçlik duyardım ama bu kez şeytanın bacağını biraz ertelemeyle de olsa kırdım ve da da da daam yeniden buradayım (:
bir şeyleri başarıyor olduğum hissini yaşamaya çok ihtiyacım var iyi geldi bu.
Ben bugün dns ayarlarımı değiştirip yeniden bloguma erişebildim, ben bugün bunu başardım.
Aferin bana.